Relationship Between Complications and the Learning Curve of Volar Plate Fixation Technique for Distal Radius Fractures

Ayhan Kilic, Serdar Kamil Cepni, Halil Polat, Umit Cetin, Abdulkadir Polat, Atilla Sancar Parmaksizoglu
2012 Journal of Academic Research in Medicine  
Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği, İstanbul, Türkiye ÖZET Amaç: Bu çalışmada radius alt uç kırıklarının volar kilitli plaklarla tedavisinde karşılaşılan sorunların cerrahi öğrenme eğrisi ile arasındaki ilişki değerlendirildi. Yöntemler: Volar yerleşimli kilitli plaklar ile tedavi edilen 50 erişkin hastadaki (30'u erkek, 20'si kadın, ort. yaş 44. 5; dağılım; 18-75) izole radius alt uç kırığı bu çalışmada geriye dönük olarak değerlendirildi. Hastalar,
more » ... yılları arası (Grup A; nA=25) ve 2007-2009 yılları arası (Grup B; nB=25) olarak iki gruba ayrıldı. Grup A'daki hastaların ortalama yaşı 43.5 (dağılım; 18-75) olup, 17'si erkek, 8'i kadındı. Kırıkların AO/ASIF sınıflamasına göre dağılımı; 13 (%52)'ü tip C; 8 (%32)'i tip B; 4 (%16)'ü tip A idi. Grup B'deki hastaların ortalama yaşı 45 (dağılım; 20-66) olup, 13' ü erkek, 12'si kadındı. Bu gruptaki kırıkların 19 (%76)'u tip C; 4 (%16)'ü tip B; 2 (%8)'si tip A idi. Hastaların toplam cerrahi ve radyoskopi süresi kaydedildi. Cerrahi sonrası yapılan erken ve geç gözlemlerde elde edilen radyolojik ve işlevsel sonuçlar ve karşılaşılan sorunlar kaydedildi. Öznel ve nesnel değerlendirme ölçütleriyle elde edilen veriler karşılaştırıldı. Bulgular: Hastalar, ortalama 22 ay süre ile takip edildi. Student t testi ile yapılan değerlendirmede iki grup arasında yaş, cinsiyet ve kırık tipi bakımından fark bulunmadı. Toplam cerrahi ve radyoskopi süresi, Grup A'da belirgin olarak daha uzundu. Ameliyat sonrası yapılan değerlendirmelerde; Grup A'da hastada uygulanan bir vidanın eklem içi olduğu görüldü ve revize edildi. Grup B'deki 1 hastada cerrahi sonrasında ulnar sinir nöropraksisi geliştiği saptandı. Plağın vidalanması sırasında Grup A'daki 8, Grup B'deki 3 hastanın uygunsuz uzunluktaki vidalarla tespit edildiği saptandı. Her iki gruptaki birer hastada distal vidalardan bir veya birkaçının plağa uygun kilitlenmediği tespit edildi. Grup A'daki 5, Grup B'deki 2 hastada plak yerleşimi merkezi değildi. Her iki gruptaki hastaların kırıklarının tümünde ortalama 7 haftada kaynama sağlandı. Geç dönem değerlendirmelerinde; Grup A'daki 3 hastada evre I, 2 hastada ise evre II artroz görülürken, Grup B'de 1 hastada (evre II) artroz bulundu. Her iki grupta birer hastanın radiokarpal eklem hattında çökme gözlendi. Ayrıca Grup A'da 7, Grup B'deki 2 hastada volar/dorsal yüzde şişlik ve batma hissi ve elini kullanmada güçlük yakınması vardı. Grup A'da 4, Grup B'de 1 hastada yumuşak dokunun tahrişine bağlı olarak gelişen tenosinovit tablosu tespit materyallerinin çıkartılması ile tedavi edildi. Sonuç: Radius alt uç kırıklarının cerrahi tedavisinde sıklıkla uygulanan volar kilitli plaklama yöntemi cerrahın bilgi ve deneyimine göre değişen bir öğrenme eğrisi gerektirir. Tespit esnasında temel tekniklere sadık kalınmaması orta ve geç dönemde çeşitli sorunlara yol açabildiği gibi ikincil cerrahi girişimleri zorunlu kılabilir. (JAREM 2011; 1: 38-43) Anahtar Sözcükler: Distal Radius kırık, volar plaklama, kilitli plaklama, komplikasyon, tespit sorunları, ögrenme eğrisi ABSTRACT Objective: The study was designed to analyse the relationship between complications and the learning curve of volar plate fixation technique for distal radius fractures. Methods: Fifty adult patients (30 men, 20 women, average age 44.5, range; 18-75) with isolated distal radius fractures who had been treated by volar placed plate fixation have been retrospectively evaluated. Patients were divided into two groups as; between 2005-2007 years (Group A; nA=25) and 2007-2009 years (Group A; nA=25). The average age of patients in Group A was 43.5 (range; 18-75), 17 men and 8 women. The range of fractures were assessed according to the classification of AO/ASIF as; 13 (52%) Type C; 8 (32%) Type B; 4 (16%) Type A. The average age of patients in Group B was 45 (range; 20-66), 13 men and 12 women. The types of fractures in this group were; 19 (76%) Type C; 4 (16%) Type B; 2 (8%) Type A. The total surgery and scopy time of patients were recorded. Radiological and functional results and problems acquired from early and late observations after the surgery were recorded. Data gained from objective and subjective evaluation criteria were compared. Results: The average follow-up was 22 months. As a result of the evaluations made by Student t test, no difference were found between two groups according to the age, sex and fracture type. The total surgery and radioscopy times of Group A were much longer. At early follow-up, the patient (n=1) in Group A with an ntra-articular screw was revised. The patient (n=1) in Group B with ulnar nerve neuropraxia was observed. During the screwing of the plate in Group A 8 patients, in Group B 3 patients were re-operated with unsuitable screw lengths. In one patient in both groups, an improper locking technique of one or more distal screws to the plate were determined. In 5 patients in Group A, and 2 patients in Group B, placement of the plates were eccenteric. All fractures were within a 7 week-period. In the late term follow-up; 3 patients in Group A with stage I, 2 patients with stage II arthrosis and one patient in Group B with stage II arthrosis were seen. None of the patients had radiocarpal collapse at late term controls. 7 patients in Group A and 2 patients in Group B had swelling and stinging sensation in the volar/dorsal side in routine daily activities. 4 patients in Group A and 1 patient in Group B had tenosynovitis, due to irritation of the soft tissue by extracting the fixation materials. 42 Kılıç ve ark.
doi:10.5152/jarem.2011.12 fatcat:hfvepxgm75hlzarbxcsgqqqnya