"II. MEŞRUTİYET SONRASI KURŞUNLA SANSÜR GELENEĞİ BİR MUHALEFET TASFİYESİ ÖRNEĞİ OLARAK AHMET SAMİM CİNAYETİ"

Ferhat ATEŞ
2018 Aksaray üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü dergisi (ased)  
II. Meşrutiyet dönemiyle birlikte toplumsal hayatta görece özgürlükçü siyasi bir hava hâkim olmuştur. 24 Temmuz 1908 tarihinde gazeteler yazılarını sansüre göndermediler. Artık basın özgürlüğünün, ifade özgürlüğünün, farklı siyasal düşüncelerin cemiyetlerce temsil edilmesinin ve görünür olmalarının önünde bir engelin kalmadığı düşünülmüştür. Bu anlamda istisnai, parlak; fakat kısa bir dönemin yaşandığı söylenebilir. Şöyle ki, "iktidarın yozlaştırdığı" önermesi çok sürmeden karşılık bulmuş,
more » ... ısıyla bir "çözüm yöntemi" olarak, muhalif gazetecilerin susturulmasıyla işe başlanmıştır. Serbesti gazetesi yazarı Hasan Fehmi'nin 6 Nisan 1909 tarihinde Galata Köprüsü'nde, üç kurşunla öldürülmesinin sonrasında, 31 Mart Olayı ve İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin iktidarını tamamen tesis etmesiyle başlayan, iktidarın toplumun her kesimine ve kurumuna sirayet etme çabaları... İşte böyle bir siyasi iklimde, Ahmet Samim iktidarın ve iktidar taraftarlarının dolayısıyla İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin politikalarını, öldürüleceğine dair malumata sahip olmasına rağmen, Sada-yı Millet gazetesinde eleştirel yazılarını sürdüren, genç ve yürekli bir gazetecidir. Ahmet Samim cinayeti, 31 Mart Vakası'ndan sonra yeni muktedirin, adım adım iktidarı ele geçirdiğini hatırlatma ve biat etmeyenlerin sonunun ne olacağını gösterme kabilinde, iktidarın muhalefete gönderdiği bir mesaj olarak okunabilir. 9 Haziran 1910'da, İstanbul Bahçekapı'da vuku bulan Ahmet Samim cinayetinin öncesi, sonrası ve Ahmet Samim'in bugüne bıraktığı hür "sada"sının kıymeti çalışmanın konusunu oluşturmaktadır.
doi:10.38122/ased.486548 fatcat:mdz4ka5hq5duxjndemznulrrre