CUMHURİYET DÖNEMİ KÜLTÜREL MİRASLARIMIZDAN 23 NİSAN ÇOCUK BAYRAMI
Aslan İffet, Gazeteci-Yazar
unpublished
Kültürel miraslarımıza sahip çıkabilmenin temel koşulu, toplum olarak bunların bilincinde olmaktır. Bu yazının amacı, 23 Nisan Çocuk Bayramımızın tarihinden kaynaklanan değerini öğrenmek fırsatını bulamamış olanlara tanıtmak, bulmuş olanlara da yarınlara ilişkin olanaklarını anımsatmaktır. Bu olanakların en önemlilerinden biri, 23 Nisan"ın Dünya Çocuk Günü kabul edilmesi ve Türkiye"nin dışında da uluslararası düzeyde bizim çocuk bayramımız gibi kutlanmasıdır. Tüm ülkelerin hayrına olacağı ve
more »
... taraftaki çocuklara keyif vereceği kuşkusuz bu gelişme, gönül ister ki Türkiye"nin tüm dünya çocuklarına üç bin yıla ayak basma armağanı olsun. Bunun gerçekleşebilmesi için, ilgililerin hemen şimdi, 2000 Çocuk Bayramını yönetme yorgunluğunu üzerlerinden atar atmaz çalışmaya başlamaları, halkın desteğini de yanlarına almaları gerekir. Şimdiye kadar bu konuda yapılan çalışmaların ve 23 Nisan Çocuk Bayramımızın öyküsünü etraflıca öğrenen vatandaşlarımızın desteklerini esirgemeyecekleri inancındayım. Dünyanın ilk ve bugüne değin resmen kutlanan tek çocuk bayramı olan Türk Çocuk Bayramı, Türkiye Büyük Millet Meclisi"nin açıldığı 23 Nisan 1920"de, Atatürk"ün ülkesini ve ulusunu emperyalizmin saldırısından kurtarmak için başlattığı savaşın gerektirdiği özverilerin ürünü olarak doğmuştur. O gün yapılan törende, çocuklara en önde yer verilmiştir. Bu çocukların büyük çoğunluğu, uzun savaş yılları sırasında babalarını kaybetmiş; Atatürk"ün Çanakkale Savaşları sırasında düşmanı püskürtülebilmek için "Size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum" diyebildiği babaların yetim çocuklarıdır. Atatürk"ün kendine emanet edilmiş gözü ile baktığı ve büyüyüp yetiştiklerinde "En büyük eserim' dediği, Cumhuriyeti kendilerine emanet edeceği çocuklar... Halkın, 19 Mayıs törenlerinde, gençlik olarak yeniden bağrına basacağı çocuklar. 1921 tarihli bir yasa ile kurulan Himaye-i Etfal"in, bugünkü adı ile Çocuk Esirgeme Kurumu"nun, kuruluş yasasının, Büyük Millet Meclisince kabul edilen ilk yasalar arasında olması rastlantı değil; o dönem yöneticileri kadar, millet vekillerinin de, kamuoyunun da, çocuklara ilişkin umurlarının çok yüksek olduğunun göstergesidir. Nitekim, hemen ertesi yıldan başlayarak 23 Nisanlar bu kurumun öncülüğünde, tüm ülke düzeyinde hep çocuk bayramı olarak kutlanmıştır. İlk kuşak Cumhuriyet çocukları, bizler, bu kutlamaların coşkusu içinde büyüdük. Omuzlarımızda, okullarımızın sağladığı Çocuk Esirgeme Kurumu kumbaraları ile bir kız bir erkek, ikişer ikişer yollara çıktığımızda, ellerimizdeki rozetleri yakalarına takmak için yaklaştığımız yetişkinler önümüzde adeta kuyruk oluşturur, umut ve iftihar dolu bakışları ile bizleri sanki okşarlardı. Törenlere hakim olan sevgi idi, gurur idi. Şaşaa değildi. Çocuk Esirgeme Kurumu, bu tören için sahiplerinin sunduğu her türlü araca doldurduğu çocukları, kentlerin sokaklarında gezdirirken, yol boylarına dizilen halkın gözlerindeki sevgiyi, gururu, ancak şimdi yorumlayabiliyorum. İki dünya savaşı arasındaki yıllarda, hükümetlerin ilerideki seçimleri düşünerek her fırsatta sağladıkları hizmetleri yüksek sesle sayarak sahip oldukları halk desteğini koruma
fatcat:vidiku4fcbfstnju2nlv47sbea