ANAYASALCILIK VE DEMOKRASİ ARASINDAKİ İLİŞKİ: SÜREKLİ BİR ÇATIŞMA MI SİMBİYOTİK BİR BİRLİKTELİK Mİ?

Atıl Buğra KARADAŞ
2020 Yıldırım Beyazıt Hukuk Dergisi  
Kaynağını Antik Dünya'dan alan demokrasi, halk egemenliği düşüncesine dayanmaktadır. Öte yandan anayasalcılık teorisiyse siyasi iktidarı, kaynağı ne olursa olsun, sınırlandırmak ve kısıtlamakla ilgilenmektedir. Her ne kadar, demokrasi ve anayasalcılık arasında bir çatışma, bu iki kavramın farklı hedef ve amaçları göz önüne alınınca kaçınılmaz gözükse de; bir arada var oluşa giden bir yol da vardır. Bu yol, demokrasinin var oluşundan önce gelen gerekleri olan siyasi eşitlik ve özgürlük
more » ... n yardımıyla bulunabilir. Zira insan tecrübesinin gösterdiği gibi, halk yığınları ve onların temsilcileri de mutlak krallar kadar tiranlığa yatkın olabilmektedir. Dahası anayasalcılık, halk iradesinin tecellisi yoluyla demokratik meşruiyete sahip olabilir. Dolayısıyla demokratik yöntemlerle kabul edilmiş anayasalar, en az yasama organınca çıkarılan kanunlar kadar meşru görülmelidir. Üstüne üstlük, anayasaların olağan yasaları yapan çoğunluklarca değiştirilememesi gayrimeşru görülemez; bu da bizi başa, demokrasinin var oluşundan önceki gereklerine götürecektir. Bununla beraber, illiberal demokrasinin uzak bir tehditten siyasi gerçeklik niteliğine yükselişinin çağında, anayasalcılığın demokrasiyi ve hakları koruyucu konumu sorgulanmaya açık bir niteliktedir.
doi:10.33432/ybuhukuk.560331 fatcat:ve35bxt75rb5zpnzfiwiexa7iq