Kentsel Dönüşüm Sürecinde İdari Yargı Kararları İptal ve Tam Yargı Dava Örnekleri
NEMATOLLAH AGHABALAEI FANID, Dilek KAVACIK
2018
Strategic Public Management Journal
Öz Kentlerde yaşanan nüfus artışı, göç, çarpık kentleşme gibi nedenlerden dolayı kent planlanması zorunlu hale gelmiştir. Bu aşamada yapılan kent planlarını uygulama aracı olarak kentsel dönüşüm projeleri karşımıza çıkmaktadır. Kentsel dönüşüm; belli başlı nedenlerden dolayı kenti yaşanılabilir hale getirmek amacıyla uygulanan değişim ve dönüşüm sürecidir. Çalışmanın amacı, kentsel dönüşüm kavramının hukuki alanda dayanaklarına değinilerek, kentsel dönüşüm sürecinin hukuki alt yapısını
more »
... tır. Bu kapsamda kentsel dönüşüm sürecinde gerçekleşen dava örneklerine yer verilmiştir. Kentsel dönüşüm kavramı, bir kent hareketi olduğu kadar bir hukuki boyutu da içinde barındırmaktadır. Kentsel dönüşüm kavramı, hukuki olarak değerlendirildiğinde belli başlı kanunlara dayanmaktadır. Kentsel dönüşüm süreci hukuki olarak dava türleri kapsamında iki şekilde ele alınabilmektedir. Kentsel dönüşüm sürecinde konu ve sebep bakımından farklılık gösteren sonuçlara baktığımızda iptal ve tam yargı şeklinde iki tür dava karşımıza çıkmaktadır. Bu dava türleri açısından kentsel dönüşüm sürecinde, yapılan dönüşüme ve plana bağlı olarak açılan davalar farklı şekilde sonuçlanabilmektedir. Günümüzde kentsel dönüşüm kapsamında açılan davalara bakıldığında birçok örnek karşımıza çıkmaktadır. Kentsel dönüşüm sürecinde iptal davaları, yapılan projenin iptali gibi birçok sebeple açılmaktadır. Tam yargı davaları ise, az da olsa bu süreçte karşımıza çıkan dava türüdür. Çalışmada yöntem olarak literatür taraması yapılmış, bunun sonucunda örnek davalara yer verilmiştir. Abstract Urban planning has become essential due to population increase, migration and uneven urbanization in cities. At this stage, urban transformation projects are arisen as a tool for implementing urban plans. Urban transformation is the process of change and transformation that is implemented in order to make the city viable for certain reasons. The purpose of the study is to explain the legal infrastructure of the urban transformation process by referring to the legal basis of the concept of urban transformation. In this context, examples of lawsuits that took place during the process of urban transformation are included. Although the concept of urban transformation is a city movement, it includes a legal dimension. When the concept of urban transformation is considered in legal context, it is based on certain laws. Urban transformation process can be considered in two types of lawsuits in legal perspective. When we look at the results that differ in terms of subject and reason during the process of urban transformation, two types KAVACIK 28 of lawsuits arise in the form of action of nullity and full remedy action. The lawsuits that are filed depending on the transformation and the plan can be concluded differently in the process of urban transformation. When we investigate the lawsuits filed today related to urban transformation, many examples can be seen. In the process of urban transformation, actions of nullity are filed for many reasons such as cancellation of the project. Full remedy actions are the kind of lawsuits that are seen less commonly within this process. In this study, literature review is done as the research method and sample lawsuits are given. GİRİŞ Kentlerde; göç, yanlış yer seçimi tercihleri, ekonomik büyüme gibi etmenlerle meydana gelen nüfus artışına bağlı olarak mekânsal açıdan bir çöküntü yaşanmaktadır. Gelişen teknolojik hareketler ve yapısallaşmayla kentlerde planlı dönüşüm zorunlu hale gelmiştir. Kentsel dönüşüm, kentin oluşan yapısal sıkıntılardan arınması için bir çözüm yolu olmaktadır. Amaç bakımında da kentin yenilenmesini sağlayan bir olgudur. KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN AMACI VE ÖNEMİ Kent, kapsam açısından bakıldığında birçok tanıma sahip olan ve tek bir tanıma sığdırılabilmesi oldukça zor bir kavramdır. Kent kavramının varlığından bahsedebilmek için toplumsal grupların yerleşik hayata geçmesi gerekir. Çünkü topluluk halinde bir yerleşim olmadır ki orada kent özellikleri ortaya çıksın. Bu açıdan baktığımızda farklı kent tanımlarından bahsetmek gerekir: Ruşen Keleş'e göre kent, "İnsanların hayatlarını devam ettirdikleri alan, toprak parçası" olarak tanımlanmaktadır (Keleş, 2004:73). Kentler ve mekânlar, insanın hayatını devam ettirdiği alanlardır. Kentler, etrafındaki bölgelerin bir ürünüdür. Sosyal ve ekonomik ihtiyaçları devam ettirecek şekilde gelişmektedirler. (Çakallı, 2015:9). Olcay İmamoğlu'nun kent tanımına göre, "Kent, birçok özellikleriyle kır tanımının tam tersi bir anlama gelmektedir. Kenti kırdan ayıran temel belirleyicilerin başında ise tarım dışı üretim, iş bölümü, nüfus 29 yoğunluğu, kültür birikimi gelmektedir. Burada kültür birikimi ifadesiyle anlatılmak istenen, kentlere göç yoluyla gelen toplulukların farklı inanç, gelenek ve göreneklere sahip olmasına rağmen bir arada yaşaması ve bir topluluk oluşturmasıdır. Kent içinde yaşamanın en olumlu yanı sağlık ve kültür hizmetlerine kolayca ulaşabilmektir ve kent dışı yaşam ise daha fazla özgürlük, çevre kontrolü ve doğaya yakınlık sağlar." (İmamoğlu, 1995:357-367). Kentleşme kavramı ise; kent olgusu ile birlikte ortaya çıkmış ve üzerinde birçok tartışmanın yaşandığı çok geniş kapsamlı bir konu olmuştur. Kentleşme, kent sayısının ve kentlerde yaşayan insan sayısının yükselmesi şeklinde tanımlanmaktadır. (Keleş, 1992:22). Kent sayısının artması ve nitelikli bir gelişim anlamına gelen kentleşme, nüfusun tümü üzerinde pek çok etkide bulunmaktadır. Bu süreç nüfus çoğunluğunu kentlere çekmekle kalmamış, kırsal alanlara ve köy topluluklarına kadar yayılmıştır. Kentler, bölgeleri içinde bir bütün mekân olarak, sosyal ve fiziksel verilerle ele alındığı yaklaşımlarla planlanmaktadır. Kent planlama, 1970'lerden itibaren aynı tip planların yapılışı ile sürdürülmektedir. Aynı tip planlar birbirinin benzeri olan yani tek tipleşen kentleri yaratmışlardır (Erbey, 2004/4:79). Kent planlama, gündemin en gözde konusu olan kentsel dönüşüm projeleri, planlama faktörlerinin uygulama aracı haline gelmektedir. Kentsel dönüşüm projeleri, kentte var olan kültürel yapı ve tarihi mirasın korunmasını amaçlayan bir araçtır (Erbey, 2004/4:80). Tarihsel süreç içerisinde kentler, bazı dış faktör ve dinamiklerin etkisiyle sürekli dönüşüme uğramışlardır. Bu dönüşüm ve buna bağlı olarak yaşanan değişim süreci, 19. Yüzyılda başlayan sanayileşme ve beraberinde getirdiği diğer gelişmeler ile birlikte hızlanmış, dahası bu değişim ve dönüşüm olgusu, o güne kadar kentlerin tecrübe etmediği mekânsal, toplumsal ve hatta ekolojik sorunları da beraberinde getirmiştir (Çakallı, 2015:17). Kentsel dönüşüm, bozulmanın yaşandığı kentsel alanın toplumsal ve çevresel koşullarını çeşitli yaklaşımlarla iyileştirmeye yönelik uygulanan eylemlerin tümüdür (Akkar, 2006:29). Kentsel dönüşüm süreci, yapısal açıdan yaşanılabilirligini kaybetmiş, artık faydalı kullanımın sağlanamadığı elverişsiz alanların tekrar kazandırılması amacıyla kullanılan bir süreçtir. Farklı tanıma bakacak olursak, Özden'e göre kentsel dönüşüm; "Farklı nedenlerden ötürü zaman süreci içinde eskimiş, köhnemiş, yıpranmış ya da kimi durumlarda terk edilmiş, vazgeçilmiş kentsel dokunun, günün sosyo-ekonomik ve fiziksel koşulları göz önünde tutularak değiştirilmesi, dönüştürülmesi, ıslah edilmesi ve yeniden canlandırılarak kente kazandırılmasıdır." şeklinde ifade edilebilir (Özden, 2001:23). Kentsel dönüşüm kavramı yere, zamana ve kişilere göre farklılıklar gösteren bir kavram olduğundan, kavram ile ilgili olarak zaman içerisinde farklı anlamlar, tanımlamalar yapılmış, yine yeni anlamlar, tanımlamalar yüklenmiş ve sonuçta bu kavram ile ilgili sınıflandırma biçimleri ortaya çıkmıştır (Özer, 2006:25).
doi:10.25069/spmj.435327
fatcat:7wcmx5gmrvbejdrsa7fur2itlm