ÖZBEK TÜRKÇESİNDE TABU VE ÖRTMECE SÖZLER
Yasin KARADENİZ
2020
Journal of International Social Research
Öz Dillerin temelinde kelimler vardır. Kelimeler ilk kez kullanıma girdiklerinde tek bir anlamı ifade ederken, zamanla anlamlarını yitirip kullanım dışı kalırlar ya da anlam değişimine uğrayarak kullanım alanını genişletirler. Dillerin çok boyutlu bu anlam genişlemesi ya da daralması, dilde yeni kavramların ve kelimelerin ortaya çıkmasına da neden olmaktadır. Kelimelerin oluşumunda etkili olan iç ve dış unsurlar, kelimelerin anlamının olumlu ya da olumsuza dönüşmesinde etkili olduğu gibi
more »
... erin kullanım sıklığını da etkilemektedir. Bu nedenle dil, konuşulduğu toplumun maddi ve manevi kurallarıyla çevrelenmiştir. Dil, konuşulduğu toplumun gelenek-göreneklerinden bağımsız düşünülemez. Toplumun konuştuğu dilde tarihi tam olarak bilinmeyen dönemlerde ortaya çıkan tabular, dilde çeşitli anlatım tekniklerini ortaya çıkarmıştır. Örtmece biçiminde ortaya çıkan bu anlatım tekniği, dilin zenginliğinin ve canlılığının da bir göstergesidir. Bütün dünya dillerinde görülen tabuların örtmece sözlerle ifade edilmesi, Özbek Türkçesinde de oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Örtmece sözler toplumun yaşam tarzı, dini inançları, aile yaşantısı gibi birçok değer yargısıyla ilgili önemli bir kaynaktır. Bu çalışmada Özbek Türkçesinde tabu ve örtmece söz varlığı derlenmiş, konularına göre tasnif edilerek incelenmiştir. Örnekler öncelikle Özbek Türkçesinde verilmiş, sonrasında ise Türkiye Türkçesine aktarılmıştır. Abstract Languages are the basis of words. While the words mean a single meaning when they are used for the first time, they lose their meaning over time and become out of use, or they expand the use area by changing their meaning. The multidimensional extension of meaning or narrowing of languages also causes the emergence of new concepts and words in the language. The internal and external factors that affect the formation of the words affect the frequency of the use of the words, as well as the effect of the meaning of the words into positive or negative. For this reason, language is surrounded by the material and spiritual rules of the society in which it is spoken. Language cannot be considered independent of the customs and traditions of the society in which it is spoken. The taboos, which emerged in periods in which the language spoken by the society are not fully known, have revealed various expression techniques in the language. This narrative technique which appears in the form of euphemism, is also an indicator of the richness and vitality of the language. The expression of taboos seen in all world languages with euphemisms it is also quite common in Uzbek Turkish. Euphemisms are an important resource related to many value judgments such as the lifestyle of the society, religious beliefs and family life. In this study, the existence of taboo and euphemism words in Uzbek Turkish was compiled, were classified according to their subjects and examined. Examples given primarily in Uzbek Turkish, on the other hand, then it was transferred to Turkish. -67 - Giriş Dilin temelini oluşturan kelimeler, ilk kez kullanıma girdiği süreçteki tek bir anlamla kullanılmaz. Kelimeler, ilk kez kullanıma girdiğinde tek bir anlamı ifade ederken zamanla anlam değişmesine uğrar. Anlamını tamamen yitirip başka bir anlamda kullanılabilir. Bazı durumlarda ise anlamını genişleterek başka kelimelerin anlamlarını da ifade etmeye başlayabilir. Bu anlam değişmesi olumludan olumsuza olabileceği gibi olumsuzdan olumluya şeklinde de olabilir. Tabu olarak kabul edilen veya söylendiğinde rahatsızlık yaratan kelimelerin yerine kullanılan bu sözler örtmece ya da bazı dilbilimciler tarafından güzel adlandırma olarak kabul edilir. Eğer kullanılan sözün anlamı olumludan olumsuza kayıyorsa kötü adlandırma olarak da ifade edilir. Tabu, büyük ölçüde dinle ilgili olmakla birlikte insanın toplumsal ilişkisine bağlı olarak belirli eylemlerin, çeşitli insanlarla ilişkisinin, belirli nesnelerin yasaklanması şeklinde tanımlanabilir. Tabular ilkel toplumlarda insanoğlunun algılayamadığı, korktuğu varlık ya da nesnelerden uzaklaşmak şeklinde ortaya çıkmıştır. Tabuların oluşum süreci iki aşamaya ayrılabilir. Birincisi nesilden nesile aktarılan deneyimler sonucunda oluşurken; diğeri yakın tarihte insanları ve toplumu derinden etkileyen çeşitli olaylar sonucunda oluşmuştur. Ölüm, cinsellik, vücudun bazı uzuvları ile ilgili tabular bölgelere ve dillere göre değişmekle birlikte insanoğlunun ortak tabuları olarak kabul edilir. Örtmece ise yasak yani tabulaşmış herhangi bir ifadenin başka bir sözle yer değiştirmesi olabileceği gibi güzel adlandırma biçiminde de olabilir. Aslında tabu ve örtmece sözler psikolengüistik, etnolengüistik ve sosyolengüistik alanlarını da ilgilendiren çok yönlü bir konudur. Bu nedenle dünyanın çeşitli dillerinde, farklı alanlarda birçok tanımı yapılmıştır. Türkçe sözlükte tabu "Kutsal sayılan bazı insanlara, hayvanlara, nesnelere dokunulmasını, kullanılmasını yasaklayan, aksi yapıldığında zararı dokunacağı düşünülen dinî inanç." biçiminde tanımlanmıştır (Türkçe Sözlük, 2011 , 1881. Tabular genel olarak insanların korktuğu bazı şeylere karşı kutsallık atfetmesi ve ona göre davranmasıdır. Tabular çeşitli araştırmacılar tarafından bazı sınıflandırmalara tabi tutularak incelenmiştir. Bazı araştırmacılar tabuları dil dışı tabular ve dilsel tabular olmak üzere iki gruba ayırmıştır. (Güngör, 2006, 76) Freud'un kitabında da belirttiği gibi Wundt ise tabuları insan tabusu, hayvan tabusu ve başka nesnelere ait tabular olmak üzere üç gruba ayırmıştır (Freud, 2017, 35-36-). Tabuların sınıflandırılması üzerine çalışan Özyıldırım makalesinde Ullmann'ın görüşlerinden faydalanmıştır. Ullmann dilsel tabuları ortaya çıkmasına neden olan psikolojik nedenlere göre üç gruba ayırmıştır: a) Korkuya dayalı tabular (Tanrı peygamber, cin vb. dinî konuları içeren). b) Üzüntüye neden olan tabular (hastalık, ölüm vb.) c) Ayıp sayılan tabular (cinsellik, vücut uzuvları, tuvalet terimleri vb.) (Özyıldırım, 1996, 16). Tabunun dilde ifade edilmesi gerekliliği, insanoğlunu yeni bir arayışa sürüklemiş ve sonucunda yeni bir anlatım tekniği ortaya çıkmıştır. Türkçede "güzel adlandırma" olarak da adlandırılan "örtmeceler" toplumsal uzlaşma sonucunda genelleşmiş ve kültürel bir değer olarak ortaya çıkmıştır. Aslında tabular ve örtmeceler birbirine bağlantılı şekilde ortaya çıkmaktadır. İnsanların tabulardan kaçınmaya ve onları mümkün mertebe dile getirmemeye çalışması, örtmece kelimelerin kullanımını yaygınlaştırmıştır. Örtmece Yunanacada "euphemismus", İngilizcede "euphemism", Almancada "verbüllung veya euphemismus", İspanyolcada "eufemismo" sözleriyle ifade edilmektedir ve genel olarak bir şey hakkında iyi, güzel söz söyleme anlamında kullanılmaktadır (Howard, 1985, 100-101). Türkiye Türkçesinde "güzel adlandırma, hüsn-i tabir" gibi çeşitli terimler de örtmece sözlerin karşılığı olarak kullanılmaktadır. Örtmece, konuşan kişiyi utandırama ya da zor durumda bırakma ihtimaline karşı söylenecek sözün yerine kullanılan daha zararsız ifadeler diye adlandırılır (Abrams, 1993, 60). Doğan Aksan ise "euphemism" kavramının karşılığı olarak örtmece teriminin yanı sıra "güzel adlandırma" terimini kullanmış ve "Kimi varlıklardan, nesnelerden söz edildiğinde doğacak korkma, ürkme, iğrenme gibi duyguların kötü izlenim ve çağrışımların önlenmesi amacına yönelik kullanılan değişimlerdir." biçiminde tanımlamıştır (Aksan, 1998, 98). Günay Karaağaç, tabuların korku ifade eden veya kutsal sayıldığı için kullanımdan kaçınılan ve yerine eş ya da zıt anlamlısı olan başka bir kelimenin eski devirlerde kullanılmaya başlanmasıyla oluşmuş iğretileme biçimi olduğunu ifade etmiştir (Karaağaç, 2013, 607). Berke Vardar ise örtmeceleri doğrudan söylenmesi hoş karşılanmayan bir olgunun dolaylı yollardan anlatılması şeklinde tanımlamıştır (Vardar, 1998, 163). Örtmeceler hemen hemen her dilde benzer özellikler taşımakla birlikte, dilden dile ve toplumdan topluma çıkış nedenleri ve biçimleri değişkenlik göstermektedir. Örtmeceler, konuşan kişiyi utandıran veya zor durumda bırakan ifadelerin yerine kullanılan ifade biçimleri olarak da tanımlanır (Abrams, 1993, 60). Toplumun ahlak kuralları ya da koyduğu yasaklar gereği söylendiğinde hoş olmayan anlamları ifade eden kelimelerin yerine algılamayı değiştirerek ama aynı anlamı ifade eden yani sözün anlam alanını değiştiren örtmeceler, insanların psikolojisine de hitap eden bir dil olayıdır. * Tabular ve örtmece sözler hakkında Türkiye Türkçesinde ve diğer çağdaş Türk lehçelerinde yapılan çalışmalardan bazıları şunlardır:
doi:10.17719/jisr.2020.4073
fatcat:rfqyj57ifrfp7oqev37uv5wava