EBÛ HANÎFE SAVUNMALARINDA YÖNTEM: ZÂHİD KEVSERÎ ÖRNEĞİ / Methodology In The Defense of Abu Hanifa: The Case of Zahid Al-Kawthari
Ömer Yılmaz
2014
Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
Özet Ebû Hanîfe'nin haber-i vahidleri kabul çerçevesinde bazı şartlar ileri sürmesi, hadisleri kabul etmediği, hadisle değil reyiyle hüküm verdiği şeklinde eleştirilere sebep olmuştur. Bu eleştirilere kendisi sağlığında cevap verdiği gibi vefatından sonra da Ebû Hanîfe savunması niteliğinde eserler kaleme alınmıştır. Ancak Ebû Hanîfe'yi savunan yaklaşımların hepsinin aynı çizgide olduğunu söylemek güçtür. Ebû Hanîfe'yi savunan kimi yazarlar, onu akılcı olarak niteleyip överken hanefî mezhebinde
more »
... mezhep içi istidlali görmezden gelmektedirler. Ebû Hanîfe'yi savunan kimi yazarlara göre ise o haber-i vahidleri reddetmemiştir; bazı şartlar çerçevesinde kabul etmiştir. Zâhid Kevserî, bu ikinci gruba örnek teşkil eder. Anahtar Kelimeler: Ebû Hanîfe, Hanefi Mezhebi, Hadis, Zahid Kevserî, Haber-i vahid. Methodology in the Defense of Abu Hanifa: The Case of Zahid Al-Kawthari Abstract The fact that Abu Hanifa lays down conditions for appraising the authenticity of khabar al-wahid has led to the criticism that he rejects hadiths and makes his rulings not on the basis of hadiths, but on the basis of his own reasoning. He responded to such criticism during his lifetime. After he had passed away, works were produced in his defense. However, scholars arguing in his defense have their differences. Some praise him for being rational and yet they themselves ignore inference within the Hanafi School Yrd. Doç. Dr. Namık Kemal Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, İslam Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi of law. Some other scholars, such as Zahid Al-Kawthari, argue that Abu Hanifa does not reject khabar al-wahid and that he accepts them under certain circumstances. Ebû Hanîfe'nin (ö. 150/767) nasları anlamada uyguladığı yöntem, asırlarca müslüman toplumların problemlerine çözüm ürettiği gibi eleştiri konusu da olmuştur. Bu eleştirilere verilen cevapların da zaman zaman yeni tartışmalara kapı araladığı görülmektedir. Örneğin Ebû Hanîfe'nin haber-i vahidlerle amel etmediği yönündeki tenkitlere cevap sadedinde onun aklı ön plana çıkaran bir âlim olduğunun ifade edilmesi, problem çözmek bir yana kendisi problem haline gelmektedir. Ebû Hanîfe'nin fıkıh usûlüne ilişkin görüşlerini içeren bir eser bırakmadığı göz önünde bulundurulduğunda onun usûlünün söz konusu eleştiriler ve bu eleştirilere verilen cevaplarla belirginlik kazandığı görülmektedir. Bu, Ebû Hanîfe adına verilecek cevaplar nasıl olmalıdır, sorusunu önemli kılmaktadır. Bu yazıda Ebû Hanîfe savunmalarında izlenecek yöntemin nasıl olması gerektiği, Kevserî'nin (ö. 1952) en-Nüketü't-tarȋfe fi't-tahaddüs an rudûdi İbn Ebȋ Şeybe adlı eseri çerçevesinde ele alınacaktır. Kevserî'nin adı geçen kitabından önce de Ebû Hanîfe savunması niteliğinde eserler kaleme alınmıştır. Ancak Kevserî'nin eseri bu konuda matbu tek kaynak durumundadır. 1 Örneğin Muhyiddin Abdülkadir Kureşi (ö. 775/1373) "ed-Dürerü'l-münîfe fi'r-reddi ala İbn Ebî Şeybe ani'l-İmam Ebî Hanîfe" isimli eserinde İbn Ebû Şeybe'nin (ö. 235/849) itiraz ettiği her konuya genişçe yer vererek bu itirazların haklı olmadığını ispata çalışmıştır. 1 Kevserî ve eserleri güncel araştırmalara da konu olmuştır: Muhammed Ebu Zehra, "İmam
doi:10.17050/kafifd.204015
fatcat:nvmslvt5vfdfrobljpvibpg6ca