Diagnostic Evaluation of Drug Allergy
İlaç Alerjisine Tanısal Yaklaşım

Mustafa ERKOÇOĞLU, Emine DİBEK MISIRLIOĞLU, Can Naci KOCABAŞ
2014 Turkish Journal of Pediatric Disease  
GİRİŞ Sağlık hizmetlerinin yaygınlaşması ve tedaviye ulaşılabilirliğin artması ile birlikte ilaç alerjileri önemli bir halk sağlığı sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. İstenmeyen ilaç reaksiyonlarının sıklığı genel populasyonda yaklaşık %7 iken yatan hastalarda %10-20 arasında bildirilmektedir (1). İlaç alerjileri tüm istenmeyen ilaç reaksiyonlarının yaklaşık %10-15'ini oluşturmaktadır. Hastalarda ilaç alerjisinin saptanması her zaman çok kolay olmamaktadır. Tanının konulabilmesi için
more » ... iyi bir öykü ve fi zik muayene, bunu takiben öyküsü ilaç alerjisi ile uyumlu olan ve kontrendikasyon bulunmayan hastalarda tanısal testlerin yapılması gerekmektedir (2). Ancak çoğu zaman, tanısal testler zorluğu ve zaman alıcı olması nedeniyle yapılmamaktadır. Hastaların tanıları sadece klinik öyküye ve hasta ya da hasta yakınının beyanına dayalı olarak konulmaktadır. Bu durum çoğu zaman gereksiz ilaç alerjisi tanısının konulmasına ve tedavide daha az etkin, yan etkisi daha fazla ve daha pahalı ilaçların kullanılmasına neden olmaktadır (3, 4). Oysaki istenmeyen ilaç reaksiyonlarının oldukça az bir kısmı gerçek ilaç alerjisidir. Bu derlemede ilaç alerjisi tanı sürecinde yer alan öykü ve tanısal testlerin yeri ve uygulama prensipleri üzerinde durulmuştur. ÖZET İlaç alerjileri ani ortaya çıkan ve hayatı tehdit edebilen reaksiyonlar olup tüm istenmeyen ilaç reaksiyonlarının %10-15'ini oluşturmaktadır. Klinik pratikte, aileler çocuklarında ortaya çıkan çeşitli istenmeyen ilaç reaksiyonlarını ilaç alerjisi olarak bildirebilmektedir. Hekimler ise çoğu zaman tanısal testler yapmadan sadece klinik öyküye ve hasta ya da hasta yakınının beyanına dayalı olarak ilaç alerjisi tanısı koymaktadır. Dolayısıyla, sadece ilaç alerjisi şüphesi çoğu zaman gereksiz ilaç alerjisi tanısının konulmasına ve tedavide daha pahalı, daha az etkin, yan etkisi daha fazla ilaçların reçete edilmesine neden olmaktadır. İlaç alerjisi şüphesi olan hastalarda ilaç alerjisi tanısı konulabilmesi için öncelikle detaylı öykü alınmalıdır. Öykü ile ilaç alerjisi dışlanamayan hastalarda deri testleri ve in vitro testler ile tanı konulmaya çalışılmalıdır. Bu testlerin negatif olduğu veya yapılmasının mümkün olmadığı hastalarda kontrendikasyon yok ise tanı için altın standart olan ilaç provokasyon testi yapılmalıdır. ABSTRACT Drug allergies are serious acute and potentially life-threatening reactions that constitute 10-15% of all drug-related adverse reactions. In clinical practice, parents may wrongly report various adverse drug reactions their children experienced as a drug allergy. Physicians often make the diagnosis of a drug allergy based on patient or caregiver accounts rather than standard diagnostic tests. Thus, only a suspicion of a drug allergy is usually enough to make a diagnosis and to prescribe an alternative drug that is generally more expensive and less effective, with more potential side effects. A detailed clinical history of the reaction should be the fi rst step in patients with a suspicion of drug allergy. If the drug allergy cannot be excluded with the clinical history, skin tests and further in vitro tests should be performed. In patients in whom these tests are not informative or not available, a drug allergy diagnosis should be made with a drug provocation test, the gold standard, unless there is a contraindication.
doi:10.12956/tjpd.2014.55 fatcat:syboghh3vnffnjexadhhxicu7m