KLÂSİK TÜRK ŞİİRİ'NDE TURNA'YA DAİR

Ömür Ceylan
unpublished
ÖZET Türk kültür ve edebiyatının önemli bir kesitini ve yorumunu temsil eden divan edebiyatı, insana dair hemen herşeyin bulunabileceği zengin bir edebiyattır. Bir yandan insan ruhunun derinliklerini lirik bir duyuşla yansıtmaya çalışırken, diğer yandan da insanı kuşatan çevreyi en ince ayrıntısına kadar kullanır. Makalede, Türk kültürünün en gözde kuşlarından birisi olan turna ve divan şiirindeki yansımaları üzerinde durulmuş; örnek beyitlerden hareketle divan şâirinin muhayyilesi ve sanat
more » ... yışı hakkında ipuçları elde edilmeye çalışılmıştır. ABSTRACT Divan literature that represents an important scection of Turkish culture and literature is an affluent one in which almost everything related to man can be found. While trying to reflect the deptns of human soul with a lyric sense on one hand, it makes us of the environment that surrounds man with its details. In this article, the focus is given to crane and its reflections in Divan poetry, and hints about the imigration and understanding of poetry of the Divan poet are tried to be obtained starting from the sample couplets. Anahtar Kelimeler: Turna, Divan Şiiri, Küleng Tabiatın aslî ve tabiî üyeleri olan hayvanlar, insanlığın pagan inanç dönemlerinden beri en güçlü kültür dinamiklerinden birisi olagelmişlerdir. Hayata dair pek çok bilgiyi onlarla birlikte öğrenen insanoğlu için, totem çağında bir nevi ongunlar kültü olan hayvanlar âlemi, semâvî dinlerin yaşandığı asırlarda da önemini kaybetmemiş; kutsanan ve idealize edilen türlerinin yanı sıra kötü, çirkin, korkunç, ilginç vb. her çeşit kavramın karşılığı birer motif olarak düşünce ve inanç dünyasında varolmuşlardır. İnsanlığın hayvanlar âlemiyle olan köklü ve renkli münasebetinin tüm ayrıntılarıyla takip edilebileceği yegâne alanlardan birisi de Türk inanç, düşünce ve kültür tarihidir denebilir. İlkel çağlarda kendilerine yırtıcı hayvanları ve alıcı kuşları hayvan ata (töz) olarak seçen ve uzun asırlar boyunca yalnız at üzerindeyken hayatı okuyabildiğine inanan Türkler için hayvanlar; tüm coğrafyalarda ve tüm asırlar boyunca bayraklara, sancaklara konulan armalar; dağlara, nehirlere, göllere, şehirlere ve hatta millî kahramanlara verilen isimler olacak kadar önem taşımışlardır. Yüzyıllardır Türk'ün sevgilisi suna boylu, dudu dilli, keklik sekişli bir güzel ve Türk güzelinin yavuklusu da kurt belli, şahin bakışlı, aslan gibi; koç gibi bir yiğittir. Türk kültür coğrafyasında yaşayan hayvanlar içerisinde kuşların farklı ve önemli bir yeri vardır. 1 Kuşlarla ilgili İslâmiyet öncesi inanç birikimini İslâmî rivâyetlerle de zenginleştiren Türkler; mîmârilerinden halk danslarına, kıyâfetlerinden mezar taşlarına, deyim ve atasözlerinden sözlü ve yazılı edebiyat ürünlerine kadar bütün kültür alanlarında kuşlardan esinlenmiş ve yararlanmışlardır. Sekiz bini aşkın farklı türü barındıran kuşlar dünyasının, özellikle müstesna özelliklere sahip olan Anadolu'da bulunan ve bilinen bazı üyeleri, diğer hemcinslerine nazaran Türk kültür atlasında daha fazla önemsenmiştir. Çok sık anılan ve pek çok yönüyle dil-kültür malzemesi olan bu kuşlardan bazıları mitolojik çağrışımlarıyla (ankâ, hümâ, kaknüs vd.), bazıları olağanüstü özellikleriyle (papağan, ebâbil, semender vd.), bazılarıysa etraflarında geniş inanç ve rivâyet hâleleri oluşturulan doğal fizyolojik nitelikleriyle (akbaba, baykuş, güvercin, doğan, karga, kartal, kaz, keklik, kumru, leylek, şahin vd.) dikkat çekmektedir 2. Anılan kuşlardan bazıları gibi turna da ardında barındırdığı mitolojik, mistik, fizyolojik ve tarihî-folklorik çağrışımlarla Türk kuşlarının en önemlilerinden biridir.
fatcat:in66wju6brf2xdpjadbxypr6ai