KADI BURHANEDDİN DİVANI NDA OKÇULUKLA İLGİLİ UNSURLAR

Fatih BAKIRCI
2018 Journal of International Social Research  
Öz Türk kültür hayatında askerî, dinî ve sosyo-kültürel sebeplerle değişen, gelişen ve zenginleşen okçuluk asırlar içinde bir gelenek meydana getirmiş, gelişmelere paralel olarak mesleğe dair Arapça, Farsça ve Türkçe müstakil kitaplar, risaleler yazılmış; bu zengin literatür Türk edebiyatına da yansımış, özellikle Türk şiirinde ok ve yay çok kullanılan iki terim olmuştur. Askerî, dinî, edebî ve sosyokültürel açıdan Türk kültür hayatında çok yönlü bir gelişim seyreden ve birikim meydana getiren
more » ... kçuluğu kültürel bir miras olarak addeden hemen bütün Türk hükümdarları, yay çekmeyi ve ok atmayı önemsemiş ve sürekli tatbik etmişlerdir. Bu kültürü devralan ve benimseyen Türk hükümdarlarından birisi de 14. yüzyılda Batı Türklük alanında yetişen ve bir divan sahibi olan sultan şairlerden Kadı Burhaneddin'dir. Kadı Burhaneddin Ahmed, kudretli bir devlet adamı, âlim ve ayrıca tanınmış bir Türk şairidir. Kendisiyle ilgili kaynaklardan, onun küçük yaşlardan itibaren bilmeye ve öğrenmeye aç bir tavrı olduğu anlaşılmaktadır. Yabancı dilden fıkıh, hadis ve tefsire; matematikten gramere; aruz ve edebiyattan askerlik, binicilik ve atıcılığa kadar geniş bir öğrenme sahası içinde kendisini yetiştirmeye çalışmıştır. Tüm bu öğrenme sürecinde edindiği kültürel birikimini, kavgacı ve mağrur mizacına uygun bir söyleyişle şiirlerine yansıtmaktan kaçınmayan şair, okçulukla ilgili unsurları da şiirlerinde aynı söyleyişle işlemiştir. Bu çalışmada Kadı Burhaneddin'in Divanı'ndaki okçulukla ilgili unsurlar tespit edilmiş; bunların köken, anlam ve kullanım alanları üzerinde durulmuştur. Ayrıca Türk okçuluğuna özellikle dil malzemesi bakımından kaynak teşkil eden iki önemli eser Divanü Lügati't-Türk ve İlmü'n-Nüşşab ile Kadı Burhaneddin Divanı okçuluk terimleri bakımından karşılaştırılmıştır Anahtar Kelimeler: Kadı Burhaneddin, Divanü Lügati't-Türk, İlmü'n-Nüşşab, Okçuluk, Ok, Yay. Abstract Archery in the Turkish cultural life, changing, evolving and enriched with military, religious and socio-cultural reasons, has created a tradition within centuries and parallel to the developments in Arabic, Persian and Turkish books and treatises about the profession, written in; this rich literature also reflected in Turkish literature especially in Turkish poetry, arrow and bow have been used for two terms. Archery that have been progressed in military, religious, literary and socio-cultural aspects of Turkish culture and grown accumulation was perceived as a cultural heritage by Turkish rulers. Turkish rulers pondering bow and arrow and have constantly applied. One of the Turkish rulers who took over and adopted this culture Qadi Burhan Al-din is a sultan who has a dīwān and grown in Western Turkic area in the 14th century. Qadi Burhan Al-din Ahmad who a powerful statesman, scholar and also a well known Turkish poet. Sources about him, from his early age, an attitude open to learning to know and be understood. From foreign language to fiqh, hadith and tafsir, from mathematics to grammar, from prosody and literature to military, equestrian and archery worked to cultivate himself in a wide range of learning. All of this learning process, his cultural background, temperament contentious and haughty words, poems reflecting the great poet refrain, the same words, the poems of archery in the processed elements. In this study, the elements of about archery in Qadi Burhan Al-din's Diwan had been be determined and their origin, meaning and usage areas are emphasized. In addition, two important works which are the source of Turkish archery especially language material Diwan Lugat at-Turk and ǾIlm al-Nuşşab was compared in terms of archery terms via Qadi Burhan Al-din's Diwan. Giriş Ok ve okçuluk; av, savaş, spor, eğlence gibi çeşitli sebeplerle insanoğlunun günlük hayatında geçmişten günümüze hep var olagelmiş ve buna bağlı olarak da okçulukla ilgili medeniyet tarihi içinde çok geniş ve zengin bir literatür meydana gelmiştir. Hemen her millette olduğu gibi Türklerde de okçuluk önemsenmiş hatta Köktürk alfabesinde ok () (ok, ko; uk, ku) ve yay (D) (ay, ya) gibi ses veya ses topluluklarını karşılmak suretiyle birer işaret olarak kullanılmıştır. Oğuzlar'ın Üçok ve Bozok biçiminde iki kola ayrılmasındaki idari yapılanmadan Selçuklu Devletinin kurucu hükümdarı Tuğrul Bey'in (990-1063) mektuplarındaki hukukî bir sembol olarak kullanımına; Türk damgalarından çadırlarına, bastırılan paralara kadar karşılaşılan ok ve yay işaretleri, okçuluğun Türklerin tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu gösteren somut izlerdir. Bunların yanında Hz. Muhammed'in ok atmanın önemini vurguladığı ve okçuluğa teşvik eden hadislerinin varlığı, İslam muhiti içine giren Türkler'i etkilemiş ve okçuluğun dinî açıdan da önem kazanmasını ve bu hususta okçuluğa çeşitli değerler yüklenmesini sağlamıştır. Türk kültür hayatında askerî, dinî ve sosyo-kültürel sebeplerle değişen, gelişen ve zenginleşen okçuluk asırlar içinde bir gelenek meydana getirmiş, gelişmelere paralel olarak mesleğe dair Arapça, Farsça ve Türkçe müstakil kitaplar, risaleler yazılmış; bu zengin literatür Türk edebiyatına da yansımış, özellikle Türk şiirinde ok ve yay çok kullanılan iki terim olmuştur.
doi:10.17719/jisr.2018.2894 fatcat:qrdamve6tzaabfrj7vr3sk343m