ÖĞRETMENLERİN VE YÖNETİCİLERİN PERSPEKTİFİNDEN OKULLARDAKİ ÖĞRETİMSEL DENETİM UYGULAMALARI
Sabahattin SÜMER
2020
Journal of International Social Research
Öz Bu çalışma okullardaki öğretimsel denetim uygulamalarını tespit etmek ve yönetici görüşlerine göre aksayan yönlerin sebeplerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Karma araştırma yöntemi kullanılarak yapılan bu araştırmada araştırmanın nitel boyutu için 198 öğretmene İlgan(2014) tarafından geliştirilen "Okul Müdürünün Öğretimsel Denetim Davranışları Ölçeği(ÖMÖDD)" uygulanmıştır. Araştırmanın nitel boyutunda ise 25 okul müdürü ile görüşme yapılmıştır. Araştırmanın nicel boyutunda kullanılan
more »
... kteki maddelerin aritmetik ortalaması bulunmuş, ortalaması düşük çıkan maddeler esas alınarak nitel görüşme formu hazırlanmıştır. Nitel boyutta elde edilen verilerin analizi sonucunda " öğretimi ve öğretmeni geliştirme" ile "sınıf ziyaretleri ve geri bildirim sunma" şeklinde iki ana tema, bu ana temaların altında ise 7 farklı alt tema oluşturulmuştur. Abstract This study was carried out to determine the instructional supervision practices in schools and to determine the reasons of disruptive aspects according to the views of the manager. In this research, which was carried out using a mixed research method, the "Teaching Supervision Behaviors Scale of the School Principal Scale (ÖMÖDD)", which was developed by İlgan (2014), was applied to 198 teachers for the qualitative dimension of the research. In the qualitative dimension of the research, interviews were made with 25 school principals. The arithmetic mean of the items in the scale used in the quantitative dimension of the research has been found, and a qualitative interview form has been prepared based on the items that have a low average. As a result of the analysis of the data obtained in a qualitative dimension, two main themes, namely "developing teaching and teacher" and "classroom visits and presenting feedback", and 7 different sub-themes were created under these main themes. -836 - 1.GİRİŞ Denetim, yönetimin esas işlevlerinden birini oluşturmaktadır. Dolayısıyla denetim, yönetimin sağlıklı bir biçimde işlemesi için olmazsa olmaz faaliyetlerden biridir (Doğan, 2015) . Demirtaş ve Güneş (2002) tarafından hazırlanan Eğitim Yönetimi ve Denetimi Sözlüğü'nde "Kurumda çalışan personelin görevlerini yapma şekillerini gözlemek, hataları ve eksikleri ortaya koymak, bunları düzeltmeleri için gerekli önlemleri almak, sorunları çözümlemek, yenilikleri tanıtmak, yöntemleri geliştirmelerini sağlamak" şeklinde tanımlanan denetimin alan yazında birçok tanımı bulunmaktadır. Memduhoğlu (2012), Aydın (1993) ve Bursalıoğlu (2002) denetimi, örgütsel eylemlerin belirlenen amaçlara uygunluğunu tespit etme süreci olarak tanımlarken, Robbins, Decenzo ve Coulter (2013) ile Başaran (2000) bu tanıma tespit edilen amaçlardan sapmaların düzeltilmesini de eklemektedirler. Gökçe (1994) ise denetimi sistem özellikleri açısından inceleyerek yukarıdaki tanıma ek olarak düzeltme sonuçlarına dayalı olarak örgütsel amaçların geliştirilmesini de eklemektedir. Aydın (2016), alan yazındaki denetimle ilgili farklı tanımlarında denetimin program geliştirme etkinliği, insan ilişkileri süreci, liderlik işlevi boyutlarının vurgulandığı yönetsel bir bakış açısının ön plana çıktığını belirtmektedir (Aydın, 2016). Gerçekleştirilmek istenen hedefin etkili bir şekilde yerine getirilmesini sağlamak için, iyi düşünülmüş sürekli bir değerlendirme etkinliğine liderlik yapmak, yönetimsel bir sorumluluktur . Yöneticiler için örgütsel amaçlara ulaşılıp ulaşılmadığının, eğer ulaşılmamışsa neden ulaşılmadığının bilinmesinde denetim önem arz eder. Denetim işlevinin değeri, üç özgün alanda-planlamada, çalışanları güçlendirmede ve iş yerini korumada-görülebilir (Robins, Decenzo, Coulter, 2013). Değerlendirmenin amacını, uygulamanın başarı derecesini objektif olarak belirleyebilmek olduğunu ifade eden Bursalıoğlu (2002) , genellikle değerlendirme eyleminden önce araştırma, sonra yeniden düzenleme yapıldığını belirtir. Karakuş (2010), yapısal unsurları önceleyen klasik denetim anlayışının yerini güven, öz denetim ve demokratik değerlere dayanan çağdaş denetim yaklaşımlarına bırakmaya başladığını ve bunun insan ilişkilerini esas alan yönetim yaklaşımlarının artan etkisinden kaynaklandığına dikkat çekmektedir. Aydın (1993)'a göre katılmalı bir araştırma ve değerlendirmeye dayalı bir denetim uygulaması olan çağdaş yaklaşımda istenilen sonucun alınması için en uygun koşulların ve davranışların oluşturulması hedef alınmaktadır. Alanyazındaki farklı denetim modellerinden bazıları bilimsel, sanatsal, klinik, gelişimsel, farklılaştırılmış ve öğretimsel denetim modelleridir. Eğitim denetiminde bilimsel yaklaşım, öğretmenleri, önceden belirlenen öğretimsel amaçları gerçekleştirecek işleri yapmak üzere sisteme alan ve bu belirlenen standartlara uygun davranıp davranmadıklarını yakından izleyen, yönetici/denetici ile çalışanlar arasında sınırları kesin çizgilerle ayrışmış ilişkilerin bulunduğu felsefeye uygundur (Aydın, 2016). Sanatsal denetim yaklaşımında (Yılmaz,2004) denetmenin, denetim sürecindeki gözlemlerini öğretmene açıklama yeterliliği odak noktası iken klinik denetimde (Özmen, 2000; Glickman, Gordon ve Ross-Gordon, 2014) ise amaç öğretmen ve öğretimin geliştirilmesi olup bir denetmenin yardımıyla, öğretmene uygulamalarını inceleme ve açıklama fırsatları vermeye dayanır (Zepeda, 2016) . Gelişimsel denetim kavramını ortaya koyan Glickman (1981)'a göre öğretim denetiminin amacı öğrencileri için belirledikleri mesleki öğrenme hedeflerini gerçekleştirmek üzere kendi kapasitelerini nasıl artıracaklarını öğrenmelerine yardımcı olmak ve öğretmenlerin ihtiyaçları ile tutarlı şekilde denetlenmeleri gerektiği varsayılmaktadır (Strieker, Adams, Cone, Hubbard& Lim, 2016). Öte yandan farklılaştırılmış denetim, öğretimin bir uzmanlık alanı olduğu; öğretmenlerin mesleki gelişimleri ve ihtiyaç duydukları desteğe ilişkin seçim yapma gücüne sahip olmaları gerektiği öncülüne göre işleyen (Zepeda, 2016) ve öğretmenlere alacağı denetim ve değerlendirme hizmetlerinin çeşitleri konusunda tercihler sunan bir yaklaşımdır (Aydın, 2016) . Denetimin, eğitimde ve okul sistemindeki gerekliliğine ve önemine olan inanç literatürde sürekli vurgulanmaktadır. Denetimin okullardaki işlevini Glickman, Gordon ve Ross-Gordon (2014), okulun tüm işleyişinde öğretimsel etkililiğin farklı öğelerini bir araya getirmek olarak tanımlarken, Özmen ve Batmaz(2006) değişme ve geliştirmeyi sağlayacak kurallar ve yasalarla birlikte, işbirliği, paylaşım, destek ve kolaylaştırıcılık gibi hususların önem kazandığı; öğretmenlerin gereksinim ve beklentilerine cevap vermesi gereken bir süreç olarak tanımlamaktadır. Altun, Şanlı ve Tan (2015) denetimi, yapılan hizmetlerin kanunlara ve belirlenmiş kurallara ne ölçüde uyduğu ya da uymadığı ile çalışanların bu yöndeki disiplin durumlarını değerlendiren bakış ve anlayıştan çok yönetim ve eğitim alanında görev yapan her derecedeki yönetici ve öğretmenleri değişmelerden haberli kılmak, onlara etkili bir kaynaklık hizmeti sunmak ve çağdaş rehberlik fonksiyonunu yerine getirmek şeklinde algılandığını ifade etmektedir. Öğretimin denetlenmesi 1990'lı yıllardan itibaren okul etkililiği ve liderliği konusunda çalışan akademisyenler ve uygulamacıların odaklandıkları konular arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Özellikle ABD gibi eğitim yönetiminde
doi:10.17719/jisr.2020.4138
fatcat:rr3vojfs3nbota3qfr63gks3mm